Hepinizin iyi olduğunuzu umuyorum. Bugünden itibaren her salı köşemde yine sizlerle buluşacağım için çok mutluyum.
Tatil yapma fırsatınız oldu mu..? Bilmiyorum, ama ben Datça'da yaşayan kuzenimin evine giderek kısa bir zaman da olsa dinlenme imkanı buldum. Bu sebepten de kendimi şanslı sayıyorum.
Çünkü dört yıldan beri yaşadığım İzmir'de, günübirlik gezilerin dışında bir yere gitmiyordum. Ve üzülerek gördüm ki, normal şartlarda yaşayan insanların tatile çıkması da gerçekten zorlaşmış.
Ama önemli olan hayatta sevdiklerinizle, yakınlarınızla beraber olmak. Benim tatilimin de güzel tarafı kuzenlerimle birlikte olmak ve gezmekti.
Çok keyif aldığım yerlerden biri de yüzmek için gittiğimiz plajdaki termal alandı. Öncelikle size oradan bahsetmek istiyorum.
''Yeni Türkü'' Grubu ( Can Yücel'in şiirinden bestelediği ) bir şarkısında; ''Bir derenin içindeymişiz, yeşilmişiz, sazmışık'' der. Geçtiğimiz günlerde tıpkı bu şarkıdaki gibi bir derenin değil, ama yemyeşil bir denizin içindeydim. Etrafı da sazlıktı.
Uzun bir aradan sonra, ikinci kez gittiğim Datça'da ''Taşlık Plajı''nda denize girdiğimizin yerin önemli bir özelliği vardı.
Küçük bir koyda oluşan ve dibinde şifalı suların kaynadığı bir göletten çıkan kaynar sular denize dökülüyordu. Yapılan tahliller sonunda; suda cilt hastalıklarına iyi gelen bir takım mineraller olduğu tespit edilmiş.
Adına ''Ilıca'' denilen gölde, yemyeşil suların içinde hayatımda ilk kez ördeklerle birlikte yüzdüm. Dizlerimin altına kadar gelen kısımda daha sıcak olan sularda dolaştım.
Çektiğimiz fotoğrafta da görüldüğü gibi göl küçük bir şelaleden akarak denize dökülüyor.
Suyunda soda ve kükürt olması nedeniyle yerli ve yabancı turistler tarafından oldukça ilgi görüyor.
Eğer yolunuz bir gün o taraflara düşerse görmenizi öneririm.
Bu arada, bu sene ilk defa içtiğim Datça'nın meşhur bademlerinden yapılan bademli gazozlardan da içmeyi ihmal etmeyin, gerçekten çok hoş bir aroması var.
Gitmek isteyenler için hala fırsat var. Çünkü oralarda kasım ayı sonuna kadar denize girilebiliyormuş.
Yeniden görüşünceye kadar esen kalın.
Emel Karabağ hanımefendinin Datça'da geçirdiği günler ile ilgili yazısını okudum. Yine çok yalın, anlaşılır şekilde yazmış. İçinden geçmekte olduğumuz şu zamanda herkesin kolayca geziye çıkamayacak durumda olmasını belirtmesine emekli bir öğretmen olarak üzülerek katılıyorum. Datça'da gördüğü, içine girdiği Ilıca'yı da biliyorum. Yazın oraları yerliden çok yabancı turistler ile dolup taşar. Yalnız, benim gittiğimde öğretmenevi özelleştirilmişti; konumu çok yerinde o*** bu kurumda ne yazık ki konaklayamamıştım... Ama, Datça Muğla'ya uzak olsa da, hafif hafif sal***sa da yaşanacak bir ilçemiz...
Bir nevi Turizm elçisi olmuşsun bravo akıcı bir dil çok güzel
Çok teşekkür ederim, aslında okumaktan , pek gezmeye fırsat bulamıyorum, ama gezmek de bazen ilham veriyor.
Tebrikler, yeniden hoş geldiniz efendim, birbirinden değerli makalelerinizi sabırsızlıkla bekliyoruz, iyi çalışmalar diliyoruz,