Merhabalar kıymetli okuyucularım ve siyasi takipçilerim, bu haftaki köşemizde konumuz ekonomi üzerine, bu konuda görüş, düşünce ve fikirlerimi sizler ile paylaşacağım.
Ekonomik veriler ne durumda, emekliye zam ne kadar yapılacak, Asgari ücret ne kadar olacak, 2025 yılı ekonomisi nasıl geçecek, enflasyonda durum ne olacak, bu konularda çok fazla spekülasyon olduğu gibi, aynı zamanda çok fazlada merak konusu var. Ben öncelikle konuya 2023 yılı ile başlamak istiyorum.
Hepinizin de bildiği gibi 2023 yılında Asgari Ücrete Ocakta ve Temmuzda olmak üzere 2 defa zam yapılmıştı. Ocak 2023 te 5500 lira olan Asgari Ücret yaklaşık % 60 zamlandırılarak 8.500 liraya ve Temmuz 2023’te de % 40 zam görerek 11.500 liraya yükseltilmişti. Dolayısiyle 2023 yılında toplamda 2 zam ile % 100 ü aşan bir zam oranı uygulanmıştı. Bu 2 zam sürecinde belki enflasyonun artışı durdurulamadı ama insanlarımızın ceplerindeki para korunduğu gibi, bu süreçte ekonomi de canlı tutulmuş oldu. Çarşı pazar bu zamlar sayesinde daha canlı kalmıştı. İşte 2023 yılı böyle kısmen de olsa verimli geçmişti. Çalışanın cebindeki para korunmuş, ekonomik canlılık da kaybolmamıştı. 2023 yılı tamda böyle sona ermişti.
2024 yılında ise hükümet enflasyonu düşürmek amacıyla Asgari Ücrete yılda sadece 1 defa zam yapacağını duyurmuş, ve Ocak ayında 11.500 lira olan Asgari ücrete % 50 zam yapılması yönünde tarafları uzlaştırarak, Asgari Ücretin 17.020 lira olması kararını almıştı ve bu o günden bu güne aynen bu rakamla halen uygulanmaya devam ediyor.
Peki enflasyon düştü mü? Hayır. Gıda ve her ürün fiyat artışı durağanlaştı mı? Oda hayır. Demek ki görülüyor ki hükümetin enflasyon programı yanlış. Maaşlara Temmuzda 2. defa zam yapmamak demek enflasyonu düşürmedi. Düşürmediği gibi fiyat artışı da aynen devam etti. Az mal satışı, çok para girişi politikaları ekonomi pazarında hayat buldu. Hal böyle olunca işi tıkırında olanlar, yani fiyat ne olursa olsun almaya devam edenler dışında diğer arada bir, hafta da bir, ayda ya da birkaç ayda bir zaruri ihtiyaçlar haricinde ekonomide bir şey satın alan kesim ekonomik canlılığın dışında kaldı. Böylece Ocak 2024 te 17.020 lira olarak belirlenmiş olan Asgari Ücretin bu günkü alım gücü yaklaşık 12 bin lira civarında, hal böyle olunca her zaman alım gücüne sahip olanlar dışında diğer kesimler alış – veriş ekonomisi konusunda devre dışında kaldı.
Kıymetli okuyucularım, değerli siyasi takipçilerim, Kasım, Aralık ve hatta Ocak 2025 aylarında ekonomik durağanlık had safhada olarak geçecek. Çünkü piyasada alıcı sayısı çok daraldı. Satıcı ise çok fazla miktarda, işte Kasım, Aralık ve Ocak ayları bu nedenle bol kampanyalı süreçle geçiyor her sektörde her yıl ve özellikle de bu yıl, her satıcı devamlı alışveriş yapma gücüne sahip olanları uygulamış oldukları kampanyalar ile kendi standlarına ve kasalarına çekmeye çalışıyor ve aynı zamanda son aylarda iyice daralmış olan pastadan en çok payı da almaya çalışıyorlar. Kısacası reklam salt değil, asıl olan kampanya, kim daha fazla olanak sunuyorsa zaten az sayıda olan alıcı kitlesi o taraf yönünde alışveriş tercihini kullanmış oluyor. Kısacası çalışana az zam yapmış olmak enflasyonu düşürmeyeceği gibi, ekonomik canlılığın da gelişmesini engeller şu anda tamda o günler yaşanıyor ülkemizde. Temel ihtiyaçlar dışında diğer sektörler bu ekonomik durağanlılıktan zarar görür, olarak düşünüyorum.
Gelelim 2025 yılına, çevremizde ve ülkemizde olan gelişmeler ben ekonomik olarak ulusumuza olumlu yansıyacağını düşünüyorum. Esad’ın devrilmesiyle başlayan süreçle, Suriyeli mültecilerin geriye dönüşlerinin başlaması ile birlikte konut fiyatlarında düşme, konut ve iş yeri kiralarında aşağıya inme, işçi yövmiyelerinde yükselme, gıda – giyim hatta akaryakıtta bunların ülkelerine dönmeleri ile arz ve talebin dengelenmesi ile fiyatların aşağıya düşeceğini, işçilik değerinin artacağını düşünüyorum. Kısacası 2025 yılında ekonomik olarak insanımızın, işçimizin, esnafımızın yüzü biraz daha gülecek, ben bunu öngörüyorum çevremizde oluşa gelen bu yeni gelişmelerden ötürü, bunu bütün ulusumuza müjdelemek isterim.
Şimdi asıl mesele şubat ayına kadar alım gücü düşmüş ve daralmış alış veriş sever ve yapar tayfadan verimli kampanyalar ile her sektör satıcılarının mümkün olan en fazla pazar payını alması yönünde çalışmalarda bulunmak.
Benim 2025 yılına sayılı günler kala ekonomi hakkındaki düşüncelerim bunlar, gelecek makalemizde görüşünceye kadar hoşça ve dostça kalın kıymetli okuyucular ve siyasi davadaşlarım.
Aydınlatıcı bilgileriniz için teşekür ederiz.
Teşekkür ederim Engin bey,
Sayın Tavasav, aydınlatıcı makalenizin için çok teşekkürler, takip ediyoruz efendim,
Var olunuz,
Başkanım, doğruları yazmışsınız, onlar yeterince zam vermezse, biz zaruri ihtiyaçlarımız haricinde diğer ürünleri nasıl alacağız, paramız olursa ancak alabiliriz,
teşekkür ederim,