İnsan toplumları dinsel öğretileri günah ve sevap
üzerine işler.Bir bebek herhangi bir ailede doğduğu zaman hangi din mensubu
olursa olsun ona öğretilen ilk kavramlardan biridir günah ve sevap. Beş altı yaşlarındaki
bir çocukla annesinin arasında geçen şu konuşmaya şahit oldum vapurda.
-Anne martılara simidimden atabilir miyim?
-Hayır, günah olur
-Anne lütfenn! azıcık atayım, acıkmışlar.
-Yok dedim günah.
– Ama o amcalarla teyzeler atıyor, onlara
günah değil mi?
konuşmaya katılmamak için kendimi zor tutuyordum.
Kadın küçücük çocuğa sadece atılmaz günah diyor başka bir şey demiyor çocuk
diğer atan insanları gördükçe şaşırıyordu.
En sonunda;
-“Bırakın azcık atsın annesi, martıları çok seviyor
demek ki simidini onunla paylaşmak istiyor” dedim.
Kadın oldukça sert bir bakış attıktan sonra,
-İnanın, şimdi onun peşinden kalkıp oraya gidecek hiç
halim yok, biraz rahatsızım. Denize düşer diye korkuyorum.
-Düşmem anne demirlerden tutarım ben ne olur atabilir
miyim? diye araya girdi.
Çok sevimli bir kız çocuğuydu, saçlar kıvır kıvır
çukalatamı çukulata bir ten, zeytin gözlü bir afet.
-“İzin verirseniz ben ona bakarım simit atarken.”
dedim.
Kadın iyice şaşırmıştı bir an ne diyeceğini
bilemedi, bocaladı. Ne demeliydi şimdi, “hayır” diyemiyor ” evet” demek
onu kaygılandırıyordu. Beni tepeden tırnağa iyice süzdükden sonra;
“Tamam” size zahmet olacak dedi.
çocuğun elinden tuttum, vapurun kenarına yanaştık. Ona
simidi bölüm veriyordum oda martılara atıyordu.
-Adın ne senin güzel kız dedim.
-“Ece” dedi.
-Aaa adında kendin gibi pek güzelmiş. Çok mu
seviyorsun kuşları?
Başını salladı.Simidimizi bitirince annesinin yanına
döndük.
-Teşekkür ederim dedi,annesi.
-Siz Ece ye günah diye kestirip attınız ama bu yaşta
çocuklar bu kavramların ne anlama geldiklerini pek anlamazlar, dikkat ederseniz
sizi sorguladı diğer insanların simit attıklarını “onlara günah değil mi?
dedi.
-Evet, çok bilmişdir bizim küçük hanım dedi sevimli
bir sesle. Devam etti.
-Kalkmak istemediğim için biraz kestirmeden gideyim
dedim, ama Ece bu kafasına koyduğunu yapana kadar ısrar ediyor.
-Ne güzel çok zeki bir kızınız var demek ki. Her
çocuk sorgulayamıyor.
Eminönü iskelesine gelmiştik. Ece’nin başını okşadım,
annesine de iyi günler diledikten sonra yanlarından ayrıldım.
Bize günah diye yapmamamız gerekenleri öğreten
büyüklerimizin, büyüdükçe ne kadar iki yüzlü, yalancı oldukları geldi aklıma.
Şimdi Ece’ye olanda aynı şeydi. Kadın martılara simit atmanın günah
olduğunu söyleyeceğine, kendisinin hasta olduğunu kalkamayacağını da
söyleyebilirdi bu çocuğa.Bize günah diye öğretilenler umarsızca hayata geçirdiğimiz sevaplar maddeler halinde
dökülüverdi kara defterimden;
*Yalan söylemek günahtır*
Bu dünyada kaç kişi doğruyu söylüyor acaba diye
düşündüm. Yalan söylemek günah tabi de bu günahı büyük bir aşkla işlemek neyin
nesi?İşi gücü yanlı ve yalan haber yaymak olanlar hangi sevabın
temsilcileri?
*İftira atmak günahtır*
Bize öğretilen en büyük günahlardan birisidir bu,
gözünle gördüğüne , kulağınla duyduğuna bile inanmayacaksın, diyelim ki birinin
bir açığını buldun onu el aleme anlatmak yerine kendine
saklayacaksın veya belki bilmeden bir kusur işlemiştir diye o kusur sahibini
uyaracaksın.
Öğretilen ile yaşanılanların çelişkisi insanları doğru
bildiklerini de unutturuyor. Şimdi öylemi, Tv' ler, kim kiminle ne yapmış açık
açık beyan ediyorlar, İnsanlar bırakın gözleri ile görmeyi, kulakları ile
duymayı bir fısıltıyı bile birin yanına bin katarak bir başkasına
yaymakta hiç sakınca görmüyor. Planlı sistemli iftiracılar olmak hangi sevabın
temsilciliği?
*Öldürmek günahtır.*
En önemli günahlardandır. Öldürmek kesinlikle
yasaktır. Peki biz ne yapıyoruz, sürekli karşıtlar yaratarak, düşmanlar
ediniyor, bunlara saldırmada, öldürmede, öldürtme de hiç bir sakınca
görmüyoruz.Yeter ki çıkarlarımız korunsun. Biz daha çok mal edinelim
her şeyin çoğu bizim olsun. Bu düşünce ile yola çıkan milyonlarca insan bu
yaptıklarınız hangi sevabın temsilciliği?
*Kul hakkı yemek günahtır*
Sistemli bir şekilde gayette memnuniyetle yediğimiz
bir haktır kul hakkı. Kul hakkı sadece emeği içermez ,onun varlığına
saldırıyı da içerir. Bizler dünyada herhangi bir sebep için insanların yaşam
haklarını gözümüzü kırpmadan yiyoruz, bu öyle bir hak ki
öldürdüğün birine yaşamı yeniden vermen mümkün olmayacağı için telafi şekli
yoktur.Bu dünyada kimse kul hakkı yemediğini söyleyemez, bizim birimiz iki
iken, dünyanın herhangi bir yerinde, bir insan açlıktan ölüyorsa bu kul
hakkıdır. Gasp ettiğimiz dünya kaynakları ve bozduğumuz ekolojik dengeler
yüzünden hayvanlar ölüyorsa, bitkiler yok oluyorsa buda kul hakkıdır.
Şimdi düşünelim bütün bu yaptıklarımız hangi sevabın temsilciliği?
Çok güzel bir konu işlenmiş; yazarı tebrik ediyorum. Keşke bu dünyada adaletli olabilsek ve hiç kimseye haksızlık hukuksuzluk etmeden kardeşçe yaşamayı becerebilsek.
tebrikler kıymetli yazarımız