Taraftar nedir:Birinden yana olan, bir düşünceyi bir isteği destekleyen kişi. sözlük anlamı bu.Taraftarlık bir körlük halidir.Bir şeye taraf olduğumuz zaman karşı taraftar yaratmamız kaçınılmazdır. Karşı taraftarı en basit konularda bile düşman olarak algılamaya başlarız.Belki çok az bir farklılıkla veya uç noktalarda karşıt görüşlerle karşı karşıya kalabiliriz.Taraftar olma pisikolojisi insanı körleştirir tehlikeli bir silaha çevirir. İnsanın bu hali kötü niyetli çevrelerce kullanılır, kullanılmaktadırda.
Taraftar yaratmanın en alt basamağı kumar ve spordur.İnsanlar taraf tutturularak objektif bakış açısından uzaklaştırılır son aşamasında ise tehlikeli taraftar toplama kampları devreye girer, çünkü yeteri kadar beyin hazırlanmıştır bu kamplar için. Böyle taraftarlık zemini oluşturulmuş bir zihine herşey rahatca yüklenebilir.Taraf olmak demek aklı ve düşünceyi bertaraf etmek demektir. Taraf olmak demek en insani şeylerde bile bir araya gelememek demektir. Taraf olmak demek,herkesi kendi gibi olmaya zorlamanın bir başka yoludur.Taraftar olmak demek, herhangi birşeyin taşeronluğunu yapmak demektir.
Kimse kimseyi zorla taraftar yapamaz taraftarlık bir seçimdir bu seçim özgür bir akıllamı yapılmıştır. İlk bakışta bireyin özgür bir akıl ve özgür bir irade ile seçimlerini yaptığı kanısına varmış olsakda bunun alt dinamiği bireyin özgür iradesininde özgür aklınında seçimleri olmadığını görürüz. Bu birey için bir varolma savaşıdır. Kendini ifade etmeyi başaramayan bireyler bir ünvan adı altında toplanmaya ihtiyaç duyar,dünya insanlarını kamplara bölen bu varolma savaşıdır.Kendini var edeyim derken dünyayı adım adım yok olmaya götüren sığ bir olgudur taraftarlık pisikolojisi.
İnsanlığın ortak değerlerine sahip çıkmak için insani ve ahlaki duruş yeterlidir.Kimseyi düşman görmeden insanın ve gezeğenin ortak değerlerine sahip çıkılabilir. Bugün yeryüzünde, milyonlara bölünmüş düşünce kampları insanlığa sadece kan ve zulum vaat etmektedir.
Koyu taraftarlar tarafından beslenen bu düşünce kampları insanın yaşam haklarından çok çıkar haklarını savunduğunu öne sürmektedir.Bunun çeşitliliği o kadar çoktur ki bu yazıda anlatmaya kalksak sayfalarca tutar.
Son söz: Siz bir şeyin taraftarı mısınız? şunları sorgulayın kendinizde. Bu istek banamı ait? Öğretilmiş bir olgunun peşindemiyim? Bu düşünce ile benim aramdaki bağlantı ne? Kendim gerçekten savunduğum şey için mi oradayım yoksa bir güç savaşımı veriyorum içimde? Kendimi var etme biçimim böyle mi? Eğer taraf olduğum şey olmasa nereye ait olurum? Kendimi nasıl tanımlarım? Toplumda beni insanlar ne ile tanırdı? Bu soruları kendinize sorduğunuzda ve üzerinde düşündüğünüzde egonuz ile sosyalleşme arasında sıkıştığınızı göreceğinizi umut ediyorum.
Biz sadece insanın yaşam haklarına sahip çıkmalıyız. İnsanın en yüce iyiliğinin ve geleceğini var etme çabası içinde olmalıyız. Bu yüce iyilikde kanla zulumle gelemez.Bireyler olarak insanlaşmamızla oluşacaktır. Dünya kurulduğundan beri kan ve zulum var taraftar yapılmış karşı karşıya getirilmiş yok edilmiş milyarlarca insan yatmaktadır toprağın altında.Sadece sizi ele geçirmek için,taraftar toplama hizmetlerine milyonlarca para harcayanları görün. Yaşam savaşı verirken kendimize sahip çıkmamız en önemli vazifelerimiz arasındadır. Bu vazifeler asla yaratanı akıldan çıkarmadan kimsenin düşüncesinin, egosunun köleliğine kendimizi kaptırmadan kalp gözümüzle, merhamet ve vicdanımızla yaratılmış olanın hak ve hukukunu korumaktır. Bunun için ilk önce kendimizden başlamalıyız işe.