GEZİ NOTLARI: 5 KAHRAMANLIK DESTANI MI, ALAMUT KALESİ Mİ? KARAMANOĞLU DEVLETİ’NİN HÜKÜM SÜRMÜŞ OLDUĞU SAHALARDA GEZİ GERÇEKLEŞTİRMEK İSTEYENLER İÇİN ÖNEMLİ BİLGİLER; MENNAN KALESİ; MENNAN KALESİ ile Karamanoğulları konusu aslında birlikte anılır. Mennan Kalesi, kimilerine göre Türklerin ALAMUT’U, kimilerine göre de ihanete uğramış bir liderin kahramanlık destanını yazdığı yerdir. O halde gözlerinizi kapatıp Ortaçağın o karanlığında kan, çığlık ve kılıç seslerinin ortalığı mahşer yerine çevirdiği savaş görüntülerini hayal edelim.Karaman’a gittiğinizde mutlaka görülmesi gereken önemli yerlerin başında Ermenek’teki, sizleri zamanda yolculuğa çıkaracak olan MENNAN KALESİ geliyor. MENNAN KALESİ, M.Ö.14. yy’da Asurlular tarafından yapıldığı tahmini ile Hititliler, Romalılar, Selçuklular ve Karamanoğulları tarafından da kullanılmış olan askeri kale, günümüze kadar varlığını Torosların zirvesinde tek başına büyük bir cesaretle sürdürmektedir. Torosların zirvesinde bulunan ilk ve orta çağ ile günümüzün milenyum çağına da tanıklık etmeye devam eden kale, yaşadıklarını yeni gözlere göstermek için ziyaretçilerini bekliyor. Ancak tabi ziyaretçilerinden önce tarih bilincine sahip olan yetkililerin bu konuda öncelikle ilgi ve alakası gerekiyor MENNAN KALESİNE. En son Karamanoğlu Beyi Nure Sofi romanını hazırlamak üzere bölgeye gittiğimizde, bu dünyanın en eski askeri kalelerinden birisi olarakta kabul edilen eserin ciddi bir bakıma ihtiyacı olduğunu, gözlerimizle görüp tanıklık ettik.( Bu arada şunu da belirtmek istiyorum. Kalenin yetkililerin ilgisine ihtiyacı var derken, yanlış anlaşılmasını istemem. İstanbul Şile’de bulunan ve Sünger Bop adlı çizgi film karakterini hatırlatan bir kalenin restorasyonunu da lütfen düşünmeyin bile !.. Bu konuda izlenmesi gereken yol, aslına uygun olarak Asur ve Hititlilerden Romalılara ve Karamanoğullarına kadar uzanan bu şanlı geçmişe yakışır bir restorasyonu kastederek bu konuda ilgi gösterilsin lütfen. )
Torosların eteklerine ve sarp kayaların yamaçlarına inşa edilen MENNAN KALESİ, Türk tarihinde iki akraba topluluğu olan Osmanoğlu ile Karamanoğlu’nun tarihte yaptığı en kanlı olan savaşlardan birisiyle de hatırlanır. Binlerce Türk askeri karşılarında düşman bellemiş oldukları Osmanoğlu’nun acımasız komutanları Rum Mehmed Paşa ile Sırp kökenli olan Gedik Ahmed Paşa’nın eline düşmektense kendilerini kaleden aşağıya, Torosların sert kayalarının üstüne atarak parçalanmalarına da maalesef tanıklık etmiştir.Bu yaşananlardan sonra da insanoğlunun acımasızlığına, kalleşliğine ve ihanetine tanıklık etmektense Mennan Kalesi, o gün bugün kurtlarla kuşlarla dostluk eder.Karamanoğlu Beyi Nure Sofi romanımda uzun uzun anlatmış olduğum Mennan Kalesi’nin bizim için önemini gelin hep birlikte tekrar yaşayalım:Osmanoğlu Konya’yı fethetmiş ve Karaman’da düşmüştür. Artık Karamanoğlu’nun tabiriyle “ Osmanoğlu otlakta koyun güden çobanlar ” değillerdir. Koskoca Doğu Roma İmparatorluğu’nu devralan Türk İslam dünyasının şanlı hükümdarlarıdırlar artık. Padişah Fatih Sultan Mehmed ise Konstantinopol ya da Osmanlı’nın tabiriyle Konstantiniye’de artık ikamet etmektedir. Buna rağmen Osmanlı padişahının kuzenleri olan Pir Ahmed ile Kasım Bey’de geleneğe uygun Osmanlı’ya karşı kendi sahip olmuş oldukları toprakları direnmeye, topraklarını savunmaya devam etmektedirler. Nitekim Rum Mehmed Paşa, Karamanoğullları’nın topraklarında uygulamış oldukları bu iskan politikasını bizzat kendisi idare etmektedir. Hatta diyebiliriz ki halka karşı oldukça acımasız ve çirkinde davranışlarda bulunmuştur. Onun bu davranışları o günden bu güne gelen tarih süzgecinde halk tarafından şöyle kaydedilir; “ Halka acımamış, kadın çoluk çocuk erkek dememiş çıplak soymuş, meydanlara toplamış, boyunlarına zincir vurmuş ”
Günümüz Türkçesine yakın bir şekilde anlatılan bu ifadeler, o günlerde Balkanlar’a zorunlu sürgüne gönderilen Karamanoğlu Beyliğinin sakinlerinin anılarında ve hafızalarında hala canlılıklarını korumaktadır. Nitekim Rum Mehmed Paşa, halka karşı sergilediği bu kötü ve acımasız davranışlarından dolayı görevinden alınacak ve ardından da bu nedenle idam edilecektir. Fakat bütün bu süreçler Fatih’in Karamanoğlu Devleti’ni ortadan kaldırma planını değiştirmeyecek bu sefer de aynı görevi , Sırp kökenli Gedik Ahmed Paşaya vermiş olacaktır. Gedik Ahmed Paşa, bu konuda daha diplomatik davranacaktı.Biz konunun bu aşamasını geride bırakıp tekrar yeniden Mennan Kalesi’ne dönmüş olalım; Tarihin yaprakları 1464-1473 yıllarını göstermektedir. Pir Ahmed, Karamanoğulları’nın lideridir. Karamanoğulları’nı kendi topraklarından atmak için sürdürülmüş olan bu savaşlarda bir türlü Gedik Ahmed Paşa sonuca ulaşamıyordu. Karamanlıların kendilerine özgü ve yetenekleri ile cesaretleri sonucu oluşmuş mevcut savaş taktiklerine, gözü karalıklarına ve bölgenin birbirinden sürprizlere açık coğrafyasını alt etmeye güçleri yetmiyordu. Ancak Gedik Ahmed Paşa bu konuda oldukça sabırlıydı. Tam altı yıla yakın Karamanlıların çok sevdikleri Pir Ahmed’i usulca takip etti. En sonunda Pir Ahmet’in yakınında olan bir Karamanoğlu’nu içeriden satın aldı. Bu satın alma sonucu Pir Ahmet ile adamlarının ne yaptıklarını anında bu hainden öğrendi.En sonunda mevsim baharda Gedik Ahmet Paşa, Pir Ahmet’in kendi ailesi ve hanedanın diğer öksüz ve yetim çocuklarının da olduğu Torosların eteklerindeki MENNAN KALESİ’ne saldırıya geçti. Bu süre içinde MENNAN KALESİ’NDE su, erzak depoları da dahil aylarca yetecek kadar da malzemenin dolu olduğunuda bilen Gedik Ahmet Paşa, kaleye giden bütün açık ve gizli geçitlerin hepsini kapatacaktı. Ardından da Konstantinopol’un tıpkı fethinde kullandıkları Rum Ateşiyle kaleye karşı saldırıya geçecekti. Bu duruma Karamanoğulları’nın mancınıkla ve kızgın yağlarla bu işgal kalkışmasına karşı koymaları sonuç vermeyecek. İçerideki hainin vermiş olduğu verimli bilgilerle adım adım, bu düşmez denilen Asur ve Hitit Kalesi yavaş yavaş yıkılmaya başlayacaktı. Osmanlının, her taraf dört bir yandan toplamış olduğu yeniçerileri birer ikişer kaleye girecekti.Osmanoğlu’na teslim olmak istemeyen, lider Pir Ahmed ile ona gönülden bağlı çok sayıdaki Karaman askeri , kelimei şehadet getirerek kendilerini Mennan Kalesi’nden aşağıya hazin, üzücü ve acı bir şekilde atacaklar. Torosların bu uçsuz bucaksız dibi görünmeyen kayalıklarına, askerleriyle birlikte Reisleri Pir Ahmed’de atlayarak bu parçalananların arasında yer alacaktı.Artık kale düşmüştür. Kaleye giren askerler, yağmalamaya başlamış. Karamanlı’nın hazinesi içi para dolu kasa ve devletin çok önemli bayrak, sancak, mühür gibi alametlerini de Gedik Ahmet Paşa, Osmanlı Sultanı Fatih’in isteğine uygun hareket ederek Konstantineye göndermek üzere ayırmıştı. Aynı zamanda Pir Ahmet’in karısı ile kızı ve diğer hanedan ailesine ait çocuklar da Fatih’in özel isteğine uygun olarak İstanbul’a = yani Konstantine’ye nakledileceklerdi. Ancak Hanedanın Prensesleri ile veliahtlarından İstanbul’da sonları ve akıbetleri ile ilgili bir daha hiçbir haber alınamadı. O günden bugüne Pir Ahmet’in karısı ile hanedanın İstanbul’a götürülen çocukları hakkında herhangi bir bilgiye maalesef rastlanmamıştır.
MENNAN KALESİ'DE görüleceği üzere o günden bugüne kendi kaderiyle baş başa bırakılmıştır.Kale düştükten sonra bir kere daha küçücük dar bir alana sıkışan Karamanoğlu Beyliği’nde yaşayan Müslüman ve Hıristiyan ahalinin ocaklarına ateşler düşmüş. Yine halka eziyet, yine yağma, yine sürgünler baş göstermiştir. Döneme uygun olarak da ahali bu Şikari’nin naklettiğine göre şu ağıtı o günlerden bugünlere söyleye söyleye gelmiştir; ( … Gedik Paşa geldi otağ kuruldu Pir Ahmet Paşa’ya sorgu sorulduBoyunlara kalın zincir vurulduGedik Ahmet Paşa, elden say bizi Çoban ölür, sürü kalmaz dağılır Sarı inek sağ oldukça sağılır Vezirler yargılara çağrılır Gedik Ahmed Paşa, elden say bizi Acep iller hep böyle mi bozulur? Kara yazı hep böyle mi yazılır? Kişi sağken mezarı mı kazılır? Gedik Ahmet Paşa, elden say bizi Kanı ne oldu, Karamanın Beyleri’nin? N’oldu acep yayaları seymeni? Kanı farsak Turgutoğlu, Candarı? Gedik Ahmet Paşa, elden say bizi Yeşil bayrak kalelerden söküldü Çoluk çocuk sokaklara döküldü Kale yandı ahalisi sürüldü Gedik Ahmet Paşa, elden say bizi Yurt kavgası yeter imiş bilene Ağlıyorsun inliyorsun kime ne? Diyemedim ağam paşam gelene Gedik Ahmet Paşa, elden say bizi Bu illerin bülbülleri ötmesin Ocakları tütünleri tütmesin Çobanları sürüleri gütmesin Gedik Ahmet Paşa, elden say bizi Bozulmasın kimselerin yuvası Yıkılmasın yurdu obası Çiğnenmesin köyü kenti ovası Gedik Ahmet Paşa, elden say bizi Devre yıldız doğmuş Yere girmiş sultanlıklar sürenler Yazık olsun beyliği verenler Gedik Ahmet Paşa, elden say bizi Aşık Muslu yurdunu yıkık görünce Beylerin boynu bükük görünce Destanını göz yaşıyla silince Gedik Ahmet Paşa, elden say bizi … )
Kurtlara ve kuşlara arkadaşlık eden MENNAN KALESİ bugünlere kadar neden mi canlı?İnsan her zaman inandığı ve sevdiği liderinin hayatta kalmasını, başka kimlikler içinde de olsa yaşamasını ister ki, bu nedenle rivayetler o günden bu güne hep böyle süre gelmiştir.Rivayetlere göre; Karamanoğullarının sevdikleri Reisleri Pir Ahmet, bu olayın ardından Gümüşhane dolaylarına kaçmıştır. Orada da kendisi adına bir türbe yapılmıştır. Yine bir başka rivayete göre Pir Ahmet, yaralı olarak Tarsus’a sığınmış. Birkaç yıl içinde de perişanlık içinde vefat etmiştir.Bu konunun doğrusu ise MENNAN KALESİ’NDEN askerleriyle birlikte sarp kayaların üstüne atlayan Pir Ahmet, ağır yaralanmış. Günün savaş şartlarında da tedavisi yapılamamış ve feci bir şekilde can vermiştir. Şimdi gelelim bugünlere, elinize Karamanoğlu Beyi Nure Sofi romanını da almayı unutmayınız MENNAN KALESİNE bu yolculuğa çıkarken, eğer ecdadımızın nerelerde ve neler yaşadığını duygularımızla hissetmek istiyorsak. Bu yüzden de Karaman’ın Ermenek ilçesine 33 kilometre uzaklıkta bulunan, sarp bir arazi üzerine Göksu Nehri’nin Erik Deresi ile birleştiği noktada kurulmuş olan MENNAN KALESİ’NE sadece batı yamacındaki Mazı yaylasından araçla ulaşılabiliyor.Binlerce yıldan beri ayakta duran bu heybetli kaleden Torosların muhteşem manzarasını da izleyerek, sarp kayalardan her daim sis bulutuyla kaplı yeri görmeyi gözleriniz boşuna arar. Buna karşılık ister istemez ecdadımızın çığlıklar atarak kendilerini atmış oldukları bu sarp kayalara acıyla, üzntüyle ve ürpererek bakarsınız.Ziyaret için lütfen özellikle bahar aylarını tercih ediniz. Zira Akdeniz ve İçanadolu ikliminin en güzel, en verimli zamanında bölgenin doğasıda sizleri görsel bir şölen sunmak için bekliyor olacaktır. Yazı ve Fotoğraflar - Nurten ERTUL ( Not; ” Karamanoğlu Beyi Nure Sofi ” romanına ulaşmak için Nurten ERTUL a mesaj atmanız yeterlidir. )
(2).png)
(1).png)
(1).png)
.png)
.png)