Bundan 3 - 5 yıl önce '' Arap Baharı - Demokrasi '' safsatası ortaya çıktığında, maalesef bir çok geleceği öngörmekten ve okumaktan yoksun olanlar bundan büyük bir coşku ve sevinç yaşadılar. Mantıken kim istemez baharı, kim istemez demokrasiyi. Biz aptal mıyız, elbette bizde istiyoruz.
Ancak bal kavanozunu kim önüne koyuyor ona bakmak lazım. Bal kavanozu sinekler için bir mutluluk değil, aynı zamanda ölümdür. Bal kavanozundan en çok bala ihtiyaç duymayanlar yararlanır. Çünkü o kavanoz ihtiyaç duyanları kıyar, geriye ihtiyaç duymayanlara meydan kalır. Evet biz o bal kavanozunu kimin ortaya koyduğuna baktık önce. Koyan emperyalistler. Amaçlarına baktık. Amaçlarıyla örtüşmüyor. Çünkü emperyalistler amaçlarında bahardan ve demokrasiden beslenmezler ki, onlar ele geçirmek istedikleri devletlerde olmasını istedikleri en son şey bahar ve demokrasidir. Onlar savaştan, kaostan, birbirine düşürmekten beslenir, onlar kayıtlarda olmayan ama tarihteki daimi müttefiklerini güçlendirmekten, onlara yardım etmekten, onları desteklemekten beslenir. Biz bunu zaten biliyorduk ve bildiğimiz gibide oldu zaten.
Şimdi bu gün gelinen bu süreçte etrafımıza bakalım, geçtiğimiz bu Arap Baharı - Demokrasi denen şey şu geçen 3 - 5 yıl içinde ne getirdi bu coğrafyaya, acı getirmedi mi. İşte biz bu gerçeği zaten en başından biliyorduk. Yani Arap Baharı - Demokrasi denen şey Araplara ve biz dahil onların komşuları olan devletlere huzur, barış değil, içteki azlık etniklerce bölmeyi getirecek bir süreçti, bunu gördük ve daha ilk gün bu gördüğümüzü de o günlerde söyledik biz. Sözün kısası '' Arap Baharı - Demokrasi '' Araplar için değil, Arapların, Arap ülkelerinin, çevrelerindeki biz dahil komşu ulus ve devletlerin içindeki azınlıkların bağımsızlıkları için emperyalistlerce sunulmuş Araplara, çevrelerindeki uluslara ve devletlere mutluluk değil, ölüm, acı, keder, savaş, kan ve göz yaşı akışı sağlayan bir süreçten başka bir şey değildir. İşte biz bu gerçeği görmüş ve biz o süreci ölüm görürken, o sürece sevinenleri eleştirmiş ve kınamıştık. Onlar ise bize kızmışlardı tabi niye o Baharı - Demokrasiyi eleştiriyoruz diye.
Biz sizlerin o gün '' CENAZEDE MASTİKA OYNADIĞINIZI GÖRMÜŞTÜK. '' açıkçası ve biz o gün bunu eleştirmeyecektikte ya neyi eleştirecektik. Bakınız geçen süreçte sözde rabianızın anlamını bile değiştirdiniz. Biz o gün sunduğunuz rabianızın anlamını kabul etmemiştik ve bizim o günde bu günde politikamız şu anda sizin söylediğiniz idi '' Tek Vatan, Tek Devlet, Tek Bayrak, Tek Millet '' diye. Bu gün siz bizim politikamıza döndünüz ve buna yeni rabianız diyorsunuz. Bu bizim ve Atatürk'ün zaten 100 yıllık politikası, siz döndünüz bizim bu politikamıza :)
Biz tabutumuzun önümüzden geçişini görürken onun neyine sevineceğiz, siz bu gerçeği göremeyenler gibi. Şimdi o süreçten yararlanıp sözde bağımsızlık ilan etmeye kalkışana kendinizi de bizi de yalvartıyorsunuz '' bunu yapma, yaparsan bende müdahale ederim, tamam seni yok ederim ama benimde çocuklarım bunu yaparken ölecek '' diye. Oysa zamanında bizim bunu öngörüpte eleştirdiğimiz yanlışları yapmasaydınız, sunduğumuz doğruları muhatap alıp icra etseydiniz hiç bunları yaşamayacaktık.
Türkiye'nin ve komşularının bölünmez bütünlüğünü esas alan her politikayı destekleriz. Bizim politikamız budur.