Emekli büyükelçimiz Sayın Taner Baytok ile yakın arkadaşı duayen gazeteci Sayın Oktay Ekşi'nin birlikte yazdıkları bu kitabı okurken öncelikle:
Cumhuriyetin yeni ilan edildiği yıllardaki coşku ve sevince ortak olanlara gıpta ettim.
Ve ayrıca yaşımın elverdiği oranda tanık olduğum siyasi olayların bizim göremediğimiz yönlerini fark ettim.
Devlet adamı Taner Baytok ile gazeteci ve eski bir milletvekili de olan Oktay Ekşi'nin; farklı yerlerden tarafsız bakış açısıyla yazdıkları kitap, adından da anlaşılacağı üzere Cumhuriyetin ilanıyla yaşanılan olayları, uygulanan politikaları, başarı ve başarısızlıkları, Atatürk'ün siyasal, sosyal, ekonomik alandaki fikir ve dünyanın gidişatıyla ilgili öngörülerini anlatıyor.
Ayrıca, İsmet İnönü ve Celal Bayar'dan; yakın siyaset tarihimize yön veren; Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller'e kadar gelmiş geçmiş politikacı ve devlet adamlarımızı tarafsız bir gözle değerlendiriyor.
Bilindiği gibi bu türde yazılmış pek çok kitap var. Fakat, ''Cumhuriyetle Yaşadığımız Yıllar'' da anlatılanlar karşılıklı söyleşi şeklinde olduğu için, okurken yazarlarının evinizin bir köşesinde kahvelerini içerek sohbet ettikleri ve onları dinlediğiniz hissine kapılıyorsunuz.
Özellikle, Taner Baytok'un Atamızın ölümüyle ilgili çocukken yazdığı şu şiirinden çok etkilendim:
''Atam beş yıl önce küçüktüm
Sana diz çökemedim
Ölüm ne bilmiyordum,
Gözyaşı dökemedim...'' diyordu.
Ne kadar doğru! Çocuklar – Ölüm - kavramını işitirler, ama asla anlamazlar.
Onların sohbetine bu şekilde tanıklık ederken de bazı notlar aldım.
- Arap'ı ''üstün ırk'' olarak gören Osmanlı hanedanı, Türk'ü de sadece harbe giderken akıl edebilmiş, Kürt'ü de aşağı tabaka olarak kabul etmiş...
- Hiçbir resmi unvanı olmadığı sırada bile Ata'nın şahsiyetinden çekiniyorlar. ''Arkanda ne var senin?'' diye baksalar kendisinden ve özgüveninden başka hiçbir şey yok.
-Türkiye Cumhuriyetini yaratırken Atatürk'ün en çok dikkat ettiği şeylerden bir tanesi, Batı'dan aldığı her şeyi ''Bunlar benim ülkeme uyar mı uymaz mı'' diye adaptasyona uğratmasıdır diyerek, bu iki değerli üstat söyleşilerini sürdürüyorlar.
Belki de ilk kez duyacağınız, hatta fıkra gibi yaşamış oldukları hadiseleri de anlatıyorlar.
İyisi mi, siz bu kitabı okuyarak Cumhuriyet Tarihimize yön verenlere bir gezinti yapın. Sonunda ; ''Ne olursa olsun Atamızın yolunu ve devrimlerini yıkmaya kimsenin gücü yetmeyecek'' diyeceğinizi duyar gibi oluyorum.
Esen Kalın.
CUMHURIYETI TANIMAK İÇİN YARALANACGIMIZ KAYNAKLARDAN YARALANMAK COK YARARLI TSKLER EMEL HANIM
Deniz Kızılgünün yorumuna noktasına kadar katılıyorum. Yakın zamandan bir örnek meclis başkanı Montrö sözleşmesinden çekilebileceğimizi söylemişti aynı İstanbul sözleşmesinden çıktığımız gibi şimdi tam tersini konuşuyorlar.
Atamızın ışıklı yolunu, devrimlerini ve dünya görüşünü tam olarak bu milletin anladığını pek sanmıyorum. Hep olayların gelişimine üstünkörü ve ayrıntıları hiç merak etmeden hep yüzeysel bakıyorlar bence.
Kalemine yüreğine sağlık