Keşke insan parasıyla her şeyi satın alabilse. Mesela daha fazla ömür alabilse, gençlik ve sağlık alabilse, akıl alabilse, cehaletinden kurtulabilse. Mesela asalet satın alabilse ama alınmıyor!
Şu sıralar kara para aklamaya çalışmak, vergi kaçırmak, naylon fatura düzenlemek, fason mal imal etmek iddialarıyla tutuklanan Dilan ve Engin Polat çifti ve onların bazı yakın akrabaları gündemi meşgul ediyorlar.
Bu genç kadın ve eşi birlikte bir güzellik salonu işletiyorlar. Oradan kazandıkları paralarla yurt dışında ve memleketin her tarafında yüzlerce güzellik salonları açıyorlar, sayısız daireler, yatlar, katlar, tarlalar, arsalar, sayısız arabalar, dükkanlar alıyorlar ve üç yıl içinde inanılmaz derecede çok zengin oluyorlar.
Acaba hangi peri... Sihirli değneği ile bunların hayatlarına dokunmuş olabilir?
Karı kocanın cezaevine girmeden önceki yaşantıları insanın hayallerinin bile sınırlarını zorluyor.... Bu durumu sadece '' görgüsüzlük '' ile tanımlamak eksik olur.
Bazı hikayelerde insan gözünde hiç doymayan bir kemiğin olduğundan bahsedilir. Bunlar da dünyaları satın almışlar, gezmişler, yemişler, içmişler ama yetmemiş. Aç gözlülük sanki onlarda ruhsal bir hastalığa dönüşmüş.
Kahvelerini altın tozuyla içmişler!
Dilan Polat, dolar ve avro cinsinden paralarını saçlarının bigudilerinin üzerine tek tek sarıp fotoğraflar çektirmiş!
İçine paralarını doldurdukları tabanca gibi bir aletle evlerinin her tarafına paralarını saçıp ve bunu da videoya çekerek sosyal medyada paylaşmışlar. Dolar ve avro'lardan yaptıkları buketleri, çelenkleri yakınlarına hediye olarak göndermişler.
Dilan Polat: Kendisiyle yapılan bir televizyon röportajında, ( insanların 11,400 TL asgari ücretle geçinmeye çalıştığı bir memlekette) günlük harcamasının 750 bin TL olduğunu açıklamış! Ve bunların dışında, Çocuğunun okuluna milyar dolarlık son derece lüks arabalarla gitmesi!
Kocanın, karısının doğum günü için bir uçak kiralaması, ( satın aldığı da söyleniyor. ) Yine başka bir doğum gününde karısına pırlanta mağazası açması! Kadının da ona doğum gününde cip hediye etmesi !...
Dilan Polat'ın yaptığı her alışverişi, kutular dolusu aldığı çanta ve ayakkabıları evinin her köşesine yayarak, markasına kadar sosyal medyada herkesin gözüne gözüne sokması... vs.
Bunlar yapılamaz mı? Elbette yapılır. Hak edilen bir zenginliğin, gösteriş yapmanın yasak olduğu bir ülkede yaşamıyoruz ki ... Görgüsüzlüğün yaptırımı ise en fazla olsa olsa ayıplanmak olur, tabii bu da utanma duygusu olan insanlar için geçerlidir. Sevdiğim bir fıkradır: İki hanım arkadaş sohbet ederek yolda yürüyorlarmış. Biri, yeni aldığı kürkünü öve öve bitiremeyince, diğeri dayanamamış: '' Ah şekerim '' demiş '' O kürk yıllarca onu üzerinde taşıyan sahibini bile hayvanlıktan kurtaramadı. ''
Eğer bir insan; aslından, ailesinden bazı şeyleri görmemişse , çok yükseklere çıksa da, ait olduğu kültürün özelliklerini oraya da taşır.
Dilan Polat, Çekmeköy'de bir villada yaşıyor, ama gürültü yüzünden komşusuyla saç saça baş başa girerek ( kenarın dilberi üslubuyla ) sinkaflı küfürler savurarak kavga edebiliyor. Bu sebepten kendisini ifadeye çağıran devletin savcısını tatil gününde arayarak işleri olduğu için ifade vermeye gelemeyeceğini söylüyor. Kadının cehaletten kibri tavan yapmış, karşısındakinin kim olduğunu bilmiyor !
Yaşantıları hakkında konuşanlara çıktığı televizyon kanalında beddualar ediyor. Avam davranışlar sergilemekte sınır tanımıyor, bütün bu davranışlarını başka insanları çatlatmak için yaptığını söylüyor... Adeta herkese meydana okuyor... Ne kadar çabalasa da külkedisi, prensese dönüşemiyor.
Sosyal medyada sürekli görkemli yaşantılarını teşhir etmesiyle de yargının işini kolaylaştırıyor. Zenginliklerinin kaynağı kusurlu olduğu için yaşadıkları peri masalı da hapiste bitiyor.
Haberlere yansımayan kim bilir daha başka neler var... Arkalarında kimler var... Ve memlekette bu yollardan zengin olan acaba daha kimler var? Zamanla belki onları da göreceğiz.
Eski bir reklam filminde: Kaloriferler iyi yanmadığı için bir daire sakini: '' Yöneticimiz uyuyor mu? '' diye isyan ederdi. Yöneticilerimiz elbette uyumuyorlar, ama bazı şeyleri de sormayı bıraktılar.
Yirmi yıl önce '' Nereden buldun '' diye bir yasa vardı. Mevcut hükümetin ilk icraatlarından bir tanesi de gelir gelmez bu yasayı kaldırmak olmuştu. Umarım bu durum tekrar yasalaşır ve kolay yollardan zengin olmaya kalkışanlar da bir gün bunun hesabını vereceklerini bilir.
Hayatın karanlık, tehlikeli yollarında yürümeyi tercih edenler bunun da sonuçlarına katlanırlar.
Esen kalınız,…
80li yıllardan başlayan bozulma günümüzde zirve yaptı,çürüme başladı.Kurumların içi boşaltıldı,cehalet prim yaptı.Devamında türediler,tufeyliler,halk düşmanı çeteler sahne aldılar,saltanat sürdüler.Kanunsuzluğun,kanun olduğu bir ülke olduk.Bu dönemde yapı*** hiçbir şey beni şaşırtmıyor artık.Emeğinize tşkler Emel hnm.Esenlikler...
Hem olay çok güzel işlenmiş, hem de olayla ilgili belirtilen fikirler de çok yerinde; kutlarım.
Tebrikler Emel Hanım, çok güzel bir makale. Son dönem gündemi işgal eden bir konuya ele alıp akıcı bir dille kritik etmişsiniz. Yüreğinize kaleminize sağlık
Tebrik ederim başarıların devamını dilerim
Emel Hanım, yazınız güzel ve akıcı. Elinize, emeğinize, yüreğinize sağlık. Ülkede tuz koktu. Mutfaklarda yangın var. Ülke karanlık bir rejime götürülmek isteniyor bu nedenle p***lı yapay bir adalet krizi çıkarılıyor, amaç algıyla dine dayalı bir yönetime geçit veren anayasayı kamuoyunun oyuyla geçerli kılmak. Bütün bunlar ikinci duruma itilerek Polat çiftinin yavanlığı kamunun gündeminde ilk sırayı alıyor. Ülkeyi yönetenler bu kadar yetenekli bir çifti danışman yaparlarsa hiç şaşırmam. Bir ülkede gölgelerin boyu insanların boyundan daha uzunsa ve giderek daha da üzüyor ve silikleşiyorsa orada akşam oluyor ve karanlık tüm yaşama egemen oluyor demektir. 1400 yıldır İslamiyeti õğrenemeyen bu özürlü halkımızla nasıl bir direniş sağlarız aydınlığa çıkmak için bilemiyorum. Torunlarımızı kötü günler bekliyor. Selam, saygı ve sevgilerimle.
O kadar çoğaldılarki artık kalabalıklar içine sığmıyor taştıkları için görünür oldular asıl bunların karanlık arkalarındakiler görünebilecekmi mesele bu yoksa fetoda olduğu gibi her meslek gurubu herkesimden insanlar açığa çıktı göründü ama siyasi ayağındakiler bir türlü görünemedi her yerde onlar var ama görünmezlik sihirli hapları var içip görünmüyorlar…!!! Ve ne yazıkki bunların arka p***ındakiki brokrakrat siyasiler olmazsa bu kadar pervasızca gayrimeşru işler yaparak zenginleşmezler bakalım bu sefer bürünür hale getirilebileceklermi bu siyasiler…!!
Yazıda güzel bir akış oluşmuş. Çok zorlamadan bir çok şeye değinmişsin. Ellerine ve güzel yüreğine sağlık can arkadaşım.
ÇOK MÜKEMMEL BİR YAZINIZ OLMUŞ YILLAR ÖNCESİ BU TÜR OLAYLST ÇOK AZDI KONTRÖL MRKANİZMESİ VARDI. AKPMHP DİN KİSVESİYLE HALKIN RIZKINI ÇALARKEN BUÇİFT GİBİ KAÇBİN HANE VARDIR BİLEN VARMIDIR BU MYON DOLARLIK ARABSLAR VİLLALAR YALILAR KİMLERİN HANGİ PARAYLA ALDIĞINI BİLEN VEYA SORAN VARMIDIR İŞTE AK FELAKET BUDUR İNSANLARA NAMAZ KIL CENNETE ZENGİN SENDEN 500 YIL SONRA GELİCEK DİYEN ŞEREFSİZLER ONLARA BU İMKANİ VERENLER İŞTE KEFEN SOYGUNCULARI BAŞDAKLER VE YANDAŞLARIDIR ÜLKENİN HAZNESİNİ SOYANLAR HALKIN RIZKINI ÇALANLAR ORTADA HESAP SORACAK MERCİ YOKTUR BÖYLE GÖSTERMELİK BİRKAÇ BASKINI YAPARAK OYUNU AKP.MHP YE SATAN KERİZLERE GAZ VERİYOLAR ARTIK ÜLKEDEKİ ADALETE GÜVEN YOKOLDU İNSANLIK DOSTLUK BARIŞ YOKOLDU YALAKALIK ÇIKARCI YALANCI TAKIMI VAR YUH OLSUN.. DÜRÜST İNSANLARA SELAMLAR...
Emel hanim cok begendim eline kalemine yuregine saglik badarilarinin devamini dilerim
Com olmur ellerine kalemine saglik cok begendim
Emel hanım, testipleriniz çok doğru. Balık baştan kokar misali. Yasa koyucularimiz, vaktiyle bu tür olayların bir noktada önünü açmış. Kaleminize, yüreğinize sağlık. Dostça Selamlar. Ergün Ali Başaran
Gündeme dair, çok teşekkürler, kıymetli köşe yazarımız, bu dünya da böyleleri de var maalesef, emeklerinize sağlık, iyi çalışmalar diliyoruz.