Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile'ye hasımlarından biri:
-‘’ Efendim, kulaklarınız bir insan için büyük değil mi?’’ deyince,
Galile cevaplar:
- ‘’ Doğru, benim kulaklarım bir insan için büyük ama seninkiler de bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı? ‘’
Bir kıssa da Osmanlı Tarihinden:
İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa Kralına gönderildiğinde, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış. Kral bunları görünce dayanamayıp;
-‘’ Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı?’’ diye sorunca,
İncili Çavuş; - ‘’ Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek, der.
Haddini bilmek insan olmanın en güzel hallerinden olsa bile; yetkisini, sınırını aşanları da bazen uyarmak gerekiyor.
Ulu önderimiz de savaş alanlarının dışında, siyasette de çok kişiye haddini bildirmekten geri kalmamış, gereken dersi vermiştir
Mustafa Kemal Birinci Dünya Savaşında Viyana'dadır. Generaldir. Birçok yabancı generaller ve diplomatlarla aynı otelde kalmaktadır. Yemek salonuna indikçe Avusturyalı bir diplomat ailesinin kendisine sürekli küçümseyerek baktığını hissediyor ve bir kolayını bulup bu aile ile tanışıyor.
Aile bireyleri sohbet esnasında, ilk fırsatta Mustafa Kemal'e askerlikten bahsederek bu mesleğin bilgi ve tecrübe gerektirdiğini söyleyerek arkasından da:
'' Türk Ordusunda sizin gibi genç generaller çok mudur?’’ diyorlar. Ve Mustafa Kemal onlara unutamayacakları bir ders veriyor ve Avusturyalıların genç general Napolyan’a karşı kaybettikleri meşhur Olm Meydan Muhaberesini hatırlatarak sözünü şöyle bitiriyor:
'' Evet muhterem baylar; Fransız Ordularını sevk ve idare eden Napolyon'da Olm Meydan Muhaberesini kazandığı zaman çok genç bir generaldi. ''
Avusturyalılar bundan sonra Mustafa Kemal ile bir daha yemek masasına oturmuyorlar.
Yıllar sonra Atatürk'ün kurduğu partinin başına geçen Bülent Ecevit' de; iktidarken Kıbrıs'ta Türklere soykırım yapanlara haddini bildirir.
Bazı kişilere de haddini bildirmek adeta farz olur. Bir toplantıda, İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy'u küçük düşürmek için,
'' Siz veteriner yani baytar mısınız? diye sorarlar. Mehmet Akif hafifçe tebessüm ederek '' Evet '' der ve ekler: '’ Bir yeriniz mi ağrıyor? ''
Şair Neyzen Tevfik'de; kendisini bir şekilde aşağılamaya, küçümsemeye çalışanlara hadlerini bildirmekte hiç çekinmez.
Dindar olarak geçinenlerden birisi, Neyzen Tevfik'e: '' Cennetin anahtarı sende olsaydı, beni oradan alırdın değil mi? '' diye sorar, fakat sorusunun altında bir çapanoğlu sezilmektedir. Neyzen alaylı bir ifadeyle gülümseyerek: '' Cennetin anahtarı değil, ama cehennemin anahtarı bende olsaydı senin için çok daha iyi olurdu. O zaman belki seni dışarı çıkarabilirdim,...'' der.
Ve haddini bilmemenin en güzel hali,..!
İsmet Paşa, Latife Hanım için şöyle der; '' Latife Hanım iyi bir hanım olabilir, ama Mustafa Kemal Paşa'nın eşi olmak için yeterli mi acaba, '' der.
Latife Hanım'da bu söze, şöyle karşılık verir; '' Aşk haddini bilmemektir zaten. ''
İnsanlık için önemli; yararlı, güzel olan her konuda, aşkta okumakta, iyilikte, ve sevmekte haddinizi bilmemeniz,
Fakat, sahtekarlara, dolandırıcılara, vatan hainlerine, din tacirlerine, hırsızlara, soygunculara, vicdansızlara, korkaklara, çıkar düşkünlerine, riyakarlara her yerde ve her zaman hadlerini bildirmeniz dileğiyle,…
Esen kalınız.
Harika teşekkürler
Latife Hanım'ında dediği gibi ''Aşk haddini bilmemektir ise, '' Ve sevgili Yazarın ifadesiyle; aşkta, iyilikte, ve sevmekte haddimizi bilmememiz, isteniyor ise, O zaman nedendir ...! Güzellikler içinde olunması dileğiyle ...
Anladım, yorumlar "YAZARIN" onayına tabi olduğu için yayım***mıyor; elden ne gelir ki ?!
Yazı çok güzel olmuş, Emel Hanımı kutluyorum, ellerine sağlık. Ancak aşkta olsun, sevmekte olsun haddimizi bilmemiz, gerekir diye düşünüyorum. Değilse sonu hüsranla bitiyor ve derin bir acı veriyor!
Okuma alışkanlığımız yok. İnşallah bundan sonra o alışkanlık olur
Çok hoş örneklemelerden birikimli olduğunuz hemen anlaşılıyor. Kutluyorum sizi. Bütün yazılarınızı okuyacağım.
Haddini bilmek bildirmek makale yazınız çok güzel emeğinize ve kaleminize sağlık değerli Emel arkadaşım
Çok güzel bir yazı elinize sağlik
Güzel... Ancak, İncili Çavuş olayı Fransa'da mı, yoksa İran'da mı gerçekleşti?!
Mustafa Kalaycı Bey : Kitap olarak da size vereceğim kaynak : Eğitim Bilimleri ve Kişisel Gelişim Uzmanı Murat Ertan'ın '' Tarihi Öykü ve Anekdotlar '' adlı kitabı. (Sayfa 21 )
İncili Cavuş'un bazı kaynaklarda İran , bazı kitaplarda ve arama motorunda da Fransa ya elçi olarak gönderildiği geçiyor. (Vikipedi, özgür ansiklopedi Seratlı 2004 ) TEŞEKKÜRLER.
Hırsıza haddini bildirmezseniz size ahlak dersi vermeye başlar. Haddini bilmek, içinde bulunduğun koşulları bilerek rasyonel bir davranış sergilemektir. Selam, saygı ve sevgilerimle...
Süper bir yazı hocam emeğinize sağlık
Keyifle okudum anlamlı vecizeler kalemine sağlık
Hayranlıkla okudum
Çok keyf alarak okudum
Muhteşem . Herzaman ki gibi . . .
Etkili bir kalemden çıkan harika yazınızı okudum, Tebrikler .
Güzel örnekler