Hz. Adem ve Havva'nın oğullarından Kabil, babasının daha çok sevdiğini düşündüğü kardeşi Habil'i öldürerek yeryüzünün de ilk cinayetini işler. ( Yunan mitolojisinde bu olayın nedeni; Kabil'in Habil 'in karısına aşık olması olarak geçer. )
Hz.Yakup ( AS )’ın 12 çocuğu içinde; en çok sevdiği Hz. Yusuf'’da bu sebepten diğer kardeşleri tarafından öldürülmek amacıyla kuyuya atılır.
İslami literatür; Bu tarz kıskançlıkları '' haset etmek '' olarak açıklıyor.
Yani bir kişinin kendisinde bulunmayan, ama başkasında olan bir şeyi yok etmesi veya herhangi bir insanı sahip olduğu şeyler için öldürmeyi bile arzu ederek, onu ortadan kaldıracak hale gelmesi.
Birine haset etmek ile kıyaslandığında kıskançlık: ''Benim olsun, bende de olsun, ben de yapmalıyım, ben de almalıyım '' gibi imrenme duygularını içeriyor, yani daha masum kalıyor.
'' Hz. Musa Tur Dağına giderken hayatını odunculukla kazanan bir kadın önüne çıkar;
- Nereye gidiyorsun Musa diye sorar.
- Tur Dağı'na Allah ile konuşmaya gidiyorum, der Hz. Musa.
Kadın:
- Bak sırtımda odun taşıyorum, zor bir hayatım var. Allah'ıma söyle bana bir eşek versin, işlerim kolaylaşsın, der.
Hz. Musa Tur dağından dönerken kadın yine karşısına çıkar ve:
- Allah'ıma söyledin mi diye sorar.
- Söyledim, sana bir eşek verecek, ama komşuna da iki eşek verecek, der Hz. Musa.
Kadın itiraz eder:
- Komşuma da, bana da vermesin! Ben odunu sırtımda taşımaya razıyım, der. ''
Bu olay gerçekten yaşanmış mıdır, yoksa bir söylenti midir? Bilinmez. Fakat, haset etmek duygusu tam da bu hikayede anlatıldığı gibidir.
Ve Dünya; Kabil gibi haset edenler yüzünden de kan gölüne dönüşmektedir.
Dinlerin ilk yayılmaya başlandığı çok eski çağlarda; kavimler bozuldukça, yozlaştıkça, onların ıslah edilmesi için peygamberler gönderilir. Bu durum, ta ki son peygamber Hz. Muhammed ( SAV )’e kadar sürer.
Her gelen peygamber; bir zaman için kavimlerde ki kargaşayı, başı bozukluğu, ahlaki çöküntüyü düzeltse bile maalesef dünyanın varoluşundan beri Adem ve Havva'nın çocuklarının: çatışması, kavgası ve savaşı da hep devam eder. Keza günümüzde de olduğu gibi.
Bugün gerçek olan bir şey varsa; o da, sapıtan, yoldan çıkan toplumları ıslah etmek ve doğru yolu göstermek için bir peygamberin tekrar gelmeyeceğidir.
Esen kalın.
Kavgalar Hz.Peygamberin ölümü halifelik ve çıkar savaşları başlamıştır.Dört halifeden sonra,Mekke'nin fethinde mecburiyetten mülüman o*** Ebu Sufya'nın oğlu Muaviye babasının intikamını alrcasına Kur'an dışında yeni bir din uydurdu ve bu uydurma din Abbasiler devrinde daha da geliştirilerek günümüz islam dünyasına nakşeldi.Dilinize,yüreğinize sağlık,harika bir yazı
Elinize emeğinize sağlık. Bu konu ile ilgili güzel bir öykü var. Onu size göndermeye çalışayım. Bu kískançlık duygularını olumlu davranışlara dönüştüren bir eğitimcinin öyküsü. Selam ve sevgiler Emek Hanım.
Her savaşın çıkış konusu elbette farklıdır fakat ana teması içerisinde hasetlik, kıskançlık, çekememezlik, kabullenememezlikler, yokluklar, eşitsizlikler, adaletsizlikler, kendisinde varken bile başkasından çalma, gasp etme, ta*** etme ve yağmalama isteği ve arzusu muhakkak vardır. Bunlar savaşların ana nedenleri ve gerçek temalarıdır.
Emel Hanım Yazınızı dikkatle okudum,birincisi insanlığın Adem ve Havva'dan geldiğine inanmıyorum. ikincisi Allah'ın adaletsiz davrandığını sanıyorum. Neden birin e bir tane verip te diğerine iki tane veriyor? Sanırım kıskançlık olsun birbirine düşsünler diye özel olarak iki eşek yolluyor. Ha demekki insanın natürasında kıskançlık var. Savaşlar insanlık tarihi başladığından beri var ve dünyanın sonu gelinceye kadar da devam edecek ben böyle inanıyorum.
Yorumunuzdan inanmak ile inanmamak arasında kalmış olduğunuzu hissettim, olabilir, buda normaldir, makale içindeki konunun gerçek midir, değil midir, o ayrı bi konu, fakat bizim bildiğimiz ve sizinde söylediğiniz gerçek, evet hasetlik, kıskançlık yer yüzünde vardır, hani inanan da inanmayan da der ya , dünya imtahan dünyasıdır, o 2 eşek verme ile 1 eşek verme mevzusuda yaratıcının bi imtihanıdır, ki insanoğlu bu imtahanı geçecek mi diye, fakat dünya kurulduğundan beri insanoğlu görüldüğü gibi, sürekli savaşmış ve imtahanı geçememiş, bunun altında yatan gerçek bencilliktir, sadece kendini düşünmedir, ve dünya üzerindeki insan yaşamı için gerekli o*** şeyler azaldıkça ki günümüz yeni doğanlarına baktığınızda bencillik ve kıskançlıkların daha da arttığını görebiliriz. Maalesef dünya gelecekte çok daha büyük savaşları yaşayacak, biz ne kadartını görürüz, bunu bilemiyorum,
Yazınız akıcı güzel , keşke günümüzün kavgası yukarıda yazdığınız nedenler olsa . Kavganın asıl nedeni tüketim toplumu yaratıp daha fazla tüketmesini teşvik edip küçük bir zümrenin servetine sevvet ekleme kavgası başkası ya*** bence
Emel hanımda tamda dediğinizi vurgulamış aslında, doğru çağımız tüketim toplumu, keza buna da yönlendirildiğimiz bahsettiğiniz ilgili kişilerce, ortada zaten, ilgili kişiler benim kazancım daha çok olsun derdin de, bakınız kazancım olsun derdinde değil, zaten kazanıyorlar, onlar ama benim kazancım ötekilerden daha çok olsun derdindeler, bu açıdan da Emel hanımın makalesindeki baş***gıç noktasına dönmüş oluyoruz. Yani hasetlik ve kıskançlığa dönüyoruz, yorumlarınız, konuya değinmeleriniz aslında birbiri ile aynı, farklı açıdan ele alınca farklı imiş gibi görülebilir, Fakat genel manada konular ve sebepler aynıdır, benzerlik gösterir, bakınız olmayan ister, kıskanır, bu ap ayrı bişey, fakat burada işlenen olmayanın istemesi değil zaten, o*** bile olduğu kadarını az buluyor, yada hiç olmayan, sadece kendisinde olmasını istiyor. Başkasında olacaksa, onun olmamasını ve o zaman hem onda hemde kendisinde olmamasını istiyor.
Özcan Tayar Bey , öncelikle yorumunuz için çok teşekkür ederim. Ben bu yazımda günümüzdeki savaşları çıkaran yönetici ve liderlerin kafa yapılarından, karakterlerinden bahsetmek istedim. Dünyayı iyi insanlar yönetirse savaşlara izin vermezler, bahsettiğiniz zengin olma hırsıyla yaşayan liderler de bir anlamda haset ettikleri için savaş çıkarıyorlar. Başkalarının malına , toprağına, canına , namusuna göz koyuyorlar. Ve biraz düşünürseniz bugünkü savaşların altında yatan gerçek de budur. Aslında ben yazımda -Kabil gibi o***lar- derken tam da sizin bahsettiğiniz konuları irdeliyordum. İşte o zümrenin yüzünden dünya bu halde. Tşkler.