Hemen hemen herkes, hayatında mutlaka bir kez olsa bile birilerine ya da bir şeylere kızıp küfretmiştir. Çünkü, haksızlıklar karşısında çaresizlikten küfretmek insanı rahatlatır.
Bu durumun suç unsuru teşkil etmesi ya da kötü sonuçları ise doğal olarak hukukun ilgi alanına giriyor.
''Okulda çok küfreden öğrenciyi, bir kenara çeken öğretmen, onun bu küfürleri babasından öğrendiğini duyunca, öğrencinin babasını okula çağırarak adama küfrün ne kadar kötü bir şey olduğunu, bu sebepten anne ve babaların çocuklarına iyi örnek olması gerektiğini anlatır. Adam - Haklısınız, bundan sonra küfredenin anasını avradını........ -'' diyerek söz verir.
Bazen de küfretmek, bu fıkrada anlatıldığı gibi inandırıcı olmanın bir teminatı olarak kullanılıyor.
Yapılan araştırmalar sonunda; küfreden insanların daha dürüst ve güvenilir oldukları tespit edilmiş.
Edebiyatımızda ise; şiir ve hicivlerinde sövmekten geri kalmayan şairlerimizden biri de Neyzen Tevfik'tir.
Neyzen için; yaşlı genç, zengin fakir, güzel çirkin, şöhretli ya da sıradan insanlar, çoluk çocuk, kadın erkek herkes potansiyel olarak küfredeceği kitleye dahildir. Hatta ''Azab-ı Mukaddes’’ adlı eserinde - Bu duruma sınırlama konulmamasını ve küfretme özgürlüğü olmasını dile getirir. Zaten siyasetçisinden, yöneticisine kadar akla gelebilecek herkes yaşadığı devirde onun küfürlerinden payına düşeni alır.
Neyzen bunu hem de en sinkaflı bir şekilde yapar. İma etmez, nezakete gerek görmez. Bu alışkanlığı bir anlamda Neyzen'in hayat tarzıdır. Ney'inin dışında kendisini ifade etme şeklidir.
Fakat bazı insanlar da açıkça küfretmezler, kibarca yaparlar, bu hali adeta bir iletişim sanatına dönüştürürler.
İngilizlerin ünlü aktörü Kean bir gün sahnede lll. Richard oyununun en duyarlı bölümünü oynamakta... Diyor ki:
''Bir at ...Bir at.... Bir krallık ülkesi için, sadece bir at! ....''
Bu sırada balkondan bir seyirci oyuna karışır:
''Bir eşek olsa olmaz mı?''
Kean:
''Olur !.. Aşağı buyrun lütfen...''
Kadınlarımızın sinema ve tiyatroda sanatçı olmasının yadırgandığı, hatta küçük görüldüğü yıllarda:
Eski sanatçılarımızdan Bedia Muvahhit Hanım'a turnede bir taşra dilberi kıkırdayarak, ''Ben de tiyatrocu olmak istedim, ailem -Orospu olursun - diye karşı çıktı.'' demiş.
Bedia Hanım sakin sakin sormuş:
''Sonra nasıl oldunuz?''
Yaşanmış bir olayı da Üstün Dökmen anlatıyor:
''Yaşlı bir kadın, dolmuştan inerken zorlanır, ağır hareketlerle inmeye çalışırken şoför sabredemez; ''Çabuk ol moruk'' diye söylenir. Bunun üzerine yaşlı kadın şoföre dönerek; ''Sen İnşallah moruklamazsın'' der.
Hepinize sağlıklı geçirebileceğiniz pek çok yaşlar almanızı dilerim.
Güzel bir makale,Bizlerde küfür eksik olmazki.
küfür dilin cilasıdır ...
Küfür haksızlığa sesli isyandır. Sesliside kibarca kafasına yerine göre oturursa yerini bulur
KÜFÜR; nezaket,zeka ve estetik ile birleşirse etkılı olur; sunucu çıkardım yazınızdan TBrler EMEL
Küfürü sevmeyen ben iş yerinde, siyasette vs. bir örnek vereyim Atatürke, İsmet İnönüye hakaretler eden kişilere ağzımdan otomatik olarak küfür çıkıyor sabır bir yere kadar dayanamıyorsunuz
Güzel ve yerli yerinde yapı*** her şey parlak zekâ gerektirir bence
ARGO dilin kemiğidir..Küfür de öyle..Estetık giysiye bürünmüş küfür, küfür degıl YERGIDIR..Sizin yazınızdan da bu sonucu çıkardım.Tbrler Emel!..
Aynen günümüz böyle işte küfürlü ve argoluk had safad helekiii genclerimize ağıza alınmayacak laflarla dolu ağızları kaleminize sağlık sy yazarım
Tebrikler kıymetli köşe yazarımız, çok önemli bir konuya değindiniz. Her şeyde olduğu gibi, küfürle argo ve kabalık arasında da ince bir çizgi vardır. Bu konuda ustalıklarını maharetle gösterebilen insanlarda epeyce söz konusudur, aslında onlara küfür sanatının ustaları da diyebiliriz, küfür bazen bir boşalma, deşarz olma, rahatlama materyali olarakta kul***ıldığını söyleyebiliriz, bazı dile şık yakışır küfür, bazı ağızlara da yakışmaz, diyorum.
Elinize sağlık
Kibarca verilen cevaplar hoşuma gitti
cok guzel bir yazi olmus
Cok güzel bir paylaşım olmuş tamamen günümüz helekii söylemeden edemiyecem genc öğrenci kızlarımız da güneş görmemiş sirkafkar duyuyorum ben öğrenciler adına cok üzgünüm okadar argolarlkiii anlamak mümkün değil güzel bir yazı olmuş sy yazarım yüreğinize sağlık
Yine guzel manali bir makale sundunuz..yazmaya devam